28 Şubat’ın cuntacı generallerini tanıyın
Yakın tarihimizde “post modern darbe” olarak geçen ve toplum ile siyaset üzerinde derin yaralar bırakan 28 Şubat’ı geride bırakalı 24 yıl oldu.
28 Şubat, 1997 yılında Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller hükümetinin silahlı kuvvetler tarafından istifaya zorlanmasıyla meydana geldi. Askerler bu kez yönetime bizzat el koymadı. Bunun yerine medya üzerinden bir baskı kuruldu. Darbecilerin bu yeni “metodu” 28 Şubat’ın “post-modern darbe” olarak anılmasına sebep oldu. Cuntacıların deyimiyle “demokrasiye balans ayarı” yapılmıştı.
Necmettin Erbakan’ın genel başkanlığını yaptığı Refah Partisi, tüm medya baskısına rağmen 1995 seçimlerinden birinci parti olarak çıktı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini Erbakan’a vermemek için büyük mücadele verse de sonunda pes etti. Refah’ın hükümeti kurması ve Erbakan’ın Başbakan olmasıyla birlikte sahneye büyük bir oyun konuldu. Tam bağımsız, dinine ve ülkesine tam bağlı birinin başbakan olmasını sindiremediler.
TÜSİAD’ın, medyanın, askerlerin üçlü koalisyonuna karşı seçimle gelen iktidar, televizyon ve gazetelerde sergilenen korku senaryoları ve nihayetinde tanklarla yıkıldı. Seçimle iktidara gelen Refah Partisi kapatıldı, yöneticilerine siyasi yasak konuldu. 28 Şubat sürecinse bir çok banka batırıldı, Türkiye milyarlarca dolar zarara uğratıldı. Gayrı safi milli hasılanın üçte biri buharlaştırıldı.
Türkiye, 28 Şubat dönemiyle birlikte gündemine yeniden başörtüsü yasağını almıştı. Öğrenciler okula gidemiyor, asker analarını kışlaya almıyorlar. Halkın oyuyla milletvekili seçilen Merve Kavakçı Meclis binasından dışarı atılmak isteniyordu. Binlerce öğrenci protestolarda gözaltına alındı, terörist muamelesi gördü. İstanbul üniversitesinde Kemalist rektör Kemal Alemdaroğlu ve yardımcısı Nur Serter öğrencileri ikna odalarına soktu ve zorla okula başörtüsüz girmeyeceklerine dair taahhütname imzalattı.
28 Şubat sürecinin şüphesiz baş mimarları Genelkurmay karargâhındaki komutanlarıydı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de alan açması ile siyasete her an müdahale edecek bir refleks geliştiren paşalar bir kısım medyayı da Genelkurmay karargahından yönetiyordu. Başta Çevik Bir olmak üzere bir çok darbecinin Sabetaycı ailelerden gelmesi şaşırtıcı değildi. Hatta Çevik Bir’in İsrail’le olan bağlantıları sıkça gündeme geliyordu. Savunma Ekonomisi Uzmanı Emekli Binbaşı Yakup Evirgen’in iddiasına göre 28 Şubat’ın bir nedeni de Çevik Bir’in İsrail’den 150 milyar dolarlık savunma malzemesi satın alım planıdır.
28 Şubat post-modern darbesi olduktan sonra Karadayı’nın dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le işbirliği yaparak, Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in planladığı iddia edilen askeri darbeyi engellediği iddia edilmişti.
Çevik Bir’in adı 28 Şubat sürecinde hep ön plandaydı. Bir’in, bu süreçte yargıya Genelkurmay Başkanı adına talimatlar gönderdiği, ordu içinde faaliyet gösteren ‘Batı Çalışma Grubu’nun başında olduğu iddia ediliyordu. Bir, daha sonra 1. Ordu Komutanlığı’na tayin oldu. Bir, 28 Şubat sürecinde tankların Sincan’dan geçmesini “Demokrasiye balans ayarı yaptık” şeklinde değerlendirmişti.
“28 Şubat bin yıl sürer” sözüyle 28 Şubat’ın sembol sözünü söyleyen Kıvrıkoğlu, 28 Şubat’tan sonra İsmail Hakkı Karadayı’nın yerine Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturdu.
1996 Ağustos’undaki MGK toplantısında, “Aşırı dinci akımların devletin geleceği konusunda tehlike oluşturduğunu düşünüyorum ve bunun üzerinde görüşme açılmasını istiyorum” sözleriyle 28 Şubat’ın ilk işaret fişeğini atmıştı.
28 Şubat’ta Hava Kuvvetleri Komutanlığı yapmaktaydı.
28 Şubat’ın komuta kademesine yer alan Abdullah Kılıçarslan 2003’te ‘Balyoz’ semineriyle de gündeme gelmişti. 28 Şubat döneminde Özel Kuvvetler Komutanlığı Seferberlik ve Tetkik Kurulu Daire Başkanı olarak da görev yaptı.
1992-1996 yılları arasında orgeneral rütbesiyle görev yaptı.
28 Şubat Süreci’nde Ege Ordu Komutanı olan Org. Aktulga, Batı Çalışma Grubu’nun önde gelen destekçilerindendi.
Emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri. “28 Şubat bir kriz yönetimidir. Kriz yönetiminin amacı; savaş veya bir çatışmaya girmeden isteklerinizi karşı tarafa kabul ettirmektir. Bu amaç hâsıl oldu, yani kriz yönetimi başarı ile idare edildi” ifadelerini kullanmıştı.
28 Ağustos 1997 tarihinden itibaren Hava Kuvvetleri Komutanlığı görevine getirildi. Dönemin Başbakan’ın Necmettin Erbakan’a 28 Şubat kararlarını imzalaması için ziyaretlerde bulunan 28 Şubat döneminin Genel Sekreteri İlhan Kılıç’tı.
Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, 28 Şubat sürecinde Sincan’da tank yürütülmesi olayında adını kamuoyuna duyurmuştu. Tankların yürüten komutan olarak biliniyordu.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)